Makalede politik krizlerin turizm üzerinde yarattigi etkiler irdelenmistir. Türkiye tarihinde iz birakan politik krizler arasindan bazilari seçilmis, bunlarin turizme, dolayisiyla ekonomiye etkileri ortaya konulmustur. Saptanan her kriz için; krizin yasandigi yilin verileri yani sira, kriz öncesi ve sonrasi ikiser yila ait veriler de Türkiye Istatistik Kurumunun web sitesinden dinamik sorgulama ile alinmis ve islenmistir. Böylece kriz önce ve sonrasi dönemler için farkliliklar ortaya konulmustur. Çalisma öncelikle dis ticaret verileri üzerinde, sonra turizm verileri üzerinde yapilmis, sayisal veriler degerlendirilmis, sonuç ve öneriler kismiyla çalisma tamamlanmistir. Çalisma politik krizlerin; yasanan krizin derinligine, boyutuna, önemine, siddet ve süresine bagli olarak, degisen ölçülerde turizmi etkiledigini ortaya koymaktadir. Politik krizlerin ülke ekonomisini ve özellikle de turizmi olumsuz yönde etkilemesi arzulanmadigindan; krizlerin proaktif bir yaklasimla ele alinmasi, olasi politik krizlere her zaman hazirlikli olunmasi gereklidir. Bunun için de ülke turizminin hassasiyetini giderecek, turizmcilerin Sivil Toplum Kuruluslarinin ve devletin isbirligiyle, kontrolü ele almasini saglayacak politikalar izlenmeli, yapilanma buna göre olmalidir. Her seyden önce turizm isletmelerinin ve onlarin bütünledigi turizm endüstrisinin sürekli ögrenen organizasyon olmasi, yasananlardan ders çikarmasi, her daim hazirlikli olmasi ve krizleri yönetmesi gerekmektedir.

Hastanelerde saglanan ortak hizmetlerden birisi de yemek hizmetleridir. Yemek hizmetleri hem personel hizmetlerine hem de tedavi sürecine katkida bulunan tibbi hizmetler niteligi tasimaktadir. Bu arastirmanin amaci; hastane personelinin disardan satin alinan yemek hizmetleri ile ilgili düsünce ve degerlendirmelerini belirlemektir. Hastane personelinin yemek hizmetleri ile ilgili düsünce ve degerlendirmelerini içeren veriler, yemek hizmetlerini degerlendirme anketi ile toplanmistir. Ankette toplam 28 soru bulunmaktadir. Verilerin analizinde SPSS 15,0 istatistik yazilimi kullanilmistir. Personelin yas, cinsiyet, görev ünvani gibi nitelikleri açisindan yemek hizmetleri ile ilgili degerlendirmeleri arasindaki farkliliklar ki-kare testi ile sinanmistir. Degiskenler arasindaki iliskiler korelasyon analizi ile belirlenmis ve analiz edilmistir. Bu arastirmada; personelin %83’nün yemekhane alanini yetersiz gördügü, %69’nun yemekhanedeki masa sandalye yerlestirmesini elverissiz buldugu, %63’nün kuyrukta bekleme süresini 5 dakikadan fazla olmasindan sikayetçi oldugu, %42’nin baska kaynaklardan yemek temin ettigi, %53’nün hizmet sunum biçiminden memnun olmadigi, %57’nin yemeklerin dengeli beslenme için uygun olmadigi, %60’nin yemeklerin uyumlu olmadigi, %83’nün yemekhanenin kalabalik ve gürültüsünden yakindigi, %71’nin yemeklerin hazirlanis ve lezzeti ile ilgili yakindigi ve % 59’nun verilen yemeklerin tümünü tüketmedigi sonucuna varilmistir. Yine personelin %81’i yemek personelinin servisteki tutumunu orta ve iyi olarak, %63’ü yemek miktarini yeterli, %69’u ekmegi kaliteli, %85’i ekmegin hijyenik açidan sunulus seklini uygun olarak degerlendirmektedir. Genel olarak, hastane personelinin saglanan yemek hizmetlerinden büyük ölçüde memnuniyetsizlik duydugu bulunmustur. Personelin niteliklerine göre yemek hizmetleri ile ilgili düsünce ve degerlendirmeleri arasinda istatistiksel açidan anlamli farkliliklar vardir. Arastirma sonuçlarina göre, hastane yönetimi, hem etkili bir denetimi hem de personeli memnun eden yemek hizmetleri sisteminin planlamasini gerçeklestirmelidir.

Günümüzde mühendislik uygulamalari, hizli degisen ve karmasiklasan teknoloji nedeniyle mühendis, tekniker ve teknisyenlerin tasarim, uygulama ve isletme görevlerinde basarili olmalari için onlarin mezun olmadan önce almis olduklari temel teorik ve uygulamali bilgilerini is hayatinda sürekli olarak yenilestirmelerini, gelistirmelerini gerektirmektedir. Teknik elemanlar, meslegin uygulama detaylarini isbasinda deneme- yanilmalarla ögrenme yoluna gidebilmektedir. Ancak bu yöntem büyük ekonomik kayiplara neden olabilmekte, is güvenligi ve is sagligini tehlikeye atmaktadir. Dogru yöntem teknik elemanlarin uygulama detaylarini yasam boyu ögrenme merkezleri tarafindan düzenlenen kisa süreli kurslara katilarak ögrenmeleridir. Hâlihazirda Türk Egitim Sisteminde Meslek Yüksekokullari teknisyenlere lise müfredatina göreceli olarak daha ileri seviyede, agirlikli olarak teorik bilgiler veren iki yillik okullardir. Yüksekokullar yeniden yapilandirilmali ve bu görevlerinin yanisira bünyesinde bulunduklari üniversitelerin sürekli egitim merkezlerinin görevini üstlenmeli ve is dünyasinda çalisan meslek sahiplerine meslekteki yeniliklerin ve detaylarin ögretilecegi kisa süreli kurslar açan bir yapiya kavusturulmalidir.

Teknolojinin hizla gelismesi yasamin her alanini etkiledigi gibi, havacilik sektörünü de etkilemistir. Havacilik sektöründeki hizmetler çesitlenmis ve yeni bir boyut kazanmistir. Bu boyutlardan en önemlisi de müsteri memnuniyetidir. Artik havayolu isletmeleri, müsterilerini sadece bir yerden baska bir yere tasimakla yetinmeyip, onlara kaliteli bir hizmet sunmak için de birbirleriyle yarisir duruma gelmislerdir. Müsteriler hizmet hakkindaki en iyi izlenimlerini, hizmet karsilasmalari sirasinda edinirler. Bu karsilasmalar sirasinda, müsteri açisindan tatmin edici ya da tatminsizlik yaratici etkilesimler meydana gelebilir. Bunlar, kritik anlar olarak nitelendirilmektedir. Bu makalede, Ankara ilindeki çesitli kamu kurumu çalisanlarina uygulanan anketle, katilimcilarin havayolu isletmelerinden aldiklari veya alacaklari hizmetler sirasinda tatmin veya tatminsizliklerine neden olan kritik anlar ortaya konulmus ve irdelenmistir. Ayrica havayolu isletmelerine çesitli öneriler de sunulmustur.

It is inevitable to make use of internet in the educational environment today when especially it is used at every phase of our lives. In this study, it is aimed to prepare an application for the education of heating plant technologies through internet network. To reach the target, web pages of subjects, and subject related sample projects are shown. Besides the theoretical knowledge, interactive applications such as, dialogs between lecturer and student, and examination applications are released. The missing points on internet based on education of technical subjects are tried to be eliminated by various illustrations, figures and catalogs. FrontPage was used to prepare the web pages in this study. In some parts of study java applet and java scripts were utilized. So visulization of the prepared web pages improve and made more atractive to edication.

Torba Yasa olarak adlandirilan 6111 sayili Bazi Alacaklarin Yeniden Yapilandirilmasi Ile Sosyal Sigortalar Ve Genel Saglik Sigortasi Kanunu Ve Diger Bazi Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun ile çok sayida degisiklik yapilmistir. Genis kapsamda ele alinan yasanin bütün yönleriyle degerlendirilmesi mümkün degildir. Dolayisiyla 6111 sayili Kanun, 4857 sayili Is Kanunu’ndaki degisiklikler kapsaminda ele alinmistir. Kanun’un 76 ve 79. maddeleri dâhil olmak üzere arasindaki 4 madde 4857 sayili Is Kanunu’nda yapilan düzenlemeler ile ilgilidir.

Kronik hastaliklar içinde ilerleyici, güçten düsürücü, geri dönüsümsüz hastaliklarin en önemlilerinden biri kronik böbrek yetmezligidir (KBY). Çocuga ailede verilen deger göz önünde alindiginda ise bu durumun çocuklarla birlikte anne babalari, kardesleri ve yakin akrabalarini da birinci derecede etkiledigi bilinmektedir. Hemsire çocuk hastaya, ailesine yaklasimi, bakimi ve tedavisini sürdürmede, psikolojik destek vermede, elestirel düsünme yaklasimindan yararlanir. Hemsire elestirel bakim yaklasimi sonucunda hasta çocuk ve ailesinin bakiminda: çocugun hastaliginin semptom yönetimini saglama, hastaligini kabullenmeyi saglama, farkindalik yaratma, beden görüntüsündeki degisikliklere uyumunu artirma, hastaligin sonucuna hazirlikli olmayi saglama, ailenin sorumlulugunu arttirma ve aile ile isbirligi içinde bulunma gibi yaklasimlari kullanir. Hemsirelerin, çocuk hasta ve ailesinin saglik gereksinimlerine yanit verebilmesinde bilgiyi aramasi, sorgulamasi, elestirel düsünmesi, problemlere çözüm getirmesi gerekir.

Bu çalismada, müsteri taleplerinin stokastik, özellikle kesikli rassal degiskenler oldugu durumda optimal tasima planini belirleyen hiyerarsik yapidaki iki seviyeli bir kesikli stokastik tasima problemi göz önüne alinmistir. Önerilen modelde, bir merkezden yönetilmeyen bir firmada lider ve takipçinin iki ayri grup fabrikayi yönettigi ve iki ayri grup müsteri bölgesine sahip oldugu kabul edilmistir. Ilk önce hareket eden oyuncu, yani lider müsterilere gönderecegi mal miktarlarini belirler, ardindan takipçi kendi gönderecegi miktarlara rasyonel bir sekilde karar verir. Müsteri bölgelerinde elde bulundurma ve elde bulundurmama maliyetleri söz konusudur. Liderin (takipçinin) amaci ilgili toplam tasima maliyetleri ile kendi müsteri bölgelerindeki toplam beklenen elde bulundurma ve elde bulundurmama maliyetlerini minimize etmektir. Önerilen model, Karush-Kuhn-Tucker optimallik sartlari kullanilarak tek seviyeli lineer olmayan programlama problemine dönüstürülmüstür, daha sonra, ortakli olmayan çözümleri elde etmek için Dal-Sinir algoritmasi uygulanmistir. Modeli açiklayabilmek için küçük bir sayisal örnek de verilmistir.

This article describes briefly about various stages in automotive technology education in workplace safety and the influence of the safety course. The purpose of the automotive technology education program is to create awareness about work, workplace, employee safety, resource and how to increase energy efficiency while minimizing waste and environmental pollution. It has been argued that the effects of safety training extend to safety-related processes during service and maintenance at works in auto repair shops. Development of modern automotive technology and technology for the production process, after the sales service, maintenance and quality service are vital for sustainable competition. This study aims at providing workers occupational safety and to help people involved in the automotive repair shops in reducing their chances of work accidents; it is purposed at for managers and operators; and identifies some of the safety problems for common vehicle operations in automotive repair shops and prepares the trainees in solving them.

The development of transport vehicles and technologies, has been one of the factors that affect deeply the lives of humanity through the ages. The wheel discovered, the discovery of the motor, the invention of the airplane motor, the discovery of the container discovering our world even the universe competence of humanity are the main tools . Transport on the one hand the provision of human needs and desires of the most important means of creating, on the other hand has been replaced in the costs of meeting these needs. Total costs of delivering today due to hold an important place in the transportation costs have increased the importance of competition. Both raw materials and semi-finished materials and finished goods transportation advantage in international trade that countries become more successful, this growth in revenue and a positive impact on the country, the welfare of the people is increasing at the same rate. In this study transport system between Turkey and Bulgaria and what should be done to develop the system are researsched.

Çalisma Kirklareli üniversitesinde ögrenim gören ögrencilerde uyku kalitesi, yorgunluk ve bunlarla iliskili faktörleri belirlemek amaciyla tanimlayici olarak yapildi. Çalisma 1-15 Nisan 2011 tarihleri arasinda Saglik Yüksekokulu, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Fen Edebiyat Fakültesi, Saglik Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Iktisadi Idari Bilimler Fakültesi’nde ögrenim gören 558 ögrenci üzerinde yapildi. Veriler arastirmacilar tarafindan hazirlanan sosyodemografik özellikleri sorgulama formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi Indeksi (PUKI), Piper Yorgunluk Ölçegi (PYÖ) ile toplandi. Ögrencilerin PUKI puan ortalamasi 6.9+2.4; PYÖ puan ortalamasi ise 4.3+2.2’dir. Ögrencilerin %69.5’inin PUKI puan ortalamasi 5 ve altindadir. Teknik Bilimler MYO ve Sosyal Bilimler MYO ögrencilerinin uyku kalitesi en kötü düzeyde iken, Iktisadi Idari Bilimler Fakültesi ve Saglik Hizmetleri MYO’da ögrenim gören ögrencilerin uyku kalitesi en iyi düzeydedir. Kronik hastaligi olanlarda, sigara içenlerde, her gün ayni saatte yatmayanlarda uyku kalitesi kötüdür. Teknik Bilimler MYO ve Sosyal Bilimler MYO ögrencilerinin yorgunlugu en fazla iken, Saglik Hizmetleri MYO ve Fen Edebiyat Fakültesinde ögrenim gören ögrencilerin yorgunlugu en az düzeydedir. Sigara içenler ve su anda bir isyerinde çalisanlar daha fazla yorgunluk deneyimlemektedir. Bu sonuçlar dogrultusunda Teknik Bilimler MYO ve Sosyal Bilimler MYO ögrencilerinin uyku kalitelerini arttirmak ve yorgunluklarini azaltmak için girisimlerde bulunulmasi; ögrencilerin uyku kalitesini arttirmak için, kronik hastaligi olanlarin etkin sekilde tedavi edilmesi, sigaranin azaltilmasi/birakilmasi, her gün ayni saatte yatmaya yönelik girisimlerin planlanmasi önerilmektedir. Yine ögrencilerin yorgunlugunu azaltmak için sigara içilmemesine ve bir is yerinde çalisanlarin düzenli dinlenmesine yönelik girisimlerde bulunulmasi önerilmektedir.

Hem arabuluculuk ve koordinasyon özelliklerine sahip olmalari hem de genis bir alanda uygulanabilir olmalari nedeniyle, aracilar anlamsal veb servisleri ortaminin da dogal bir bileseni olmaya adaydirlar. Bu çalismada, SWSA soyut mimari çerçevesine dayali olarak, anlamsal veb servisleri ortaminda bir araci etmen tasarlanmistir. Bu tasarimin ana katkisi, SWSA çerçevesine uygun, esnek ve yeniden kullanilabilir bir araci etmen mimarisi sunulmus olmasidir. SWSA çerçevesinin üç asamasi, o sürecin içsel gereksinimlerini karsilamak için farkli etkinlikler içermektedir ve her etkinlik, farkli sekillerde gerçeklestirilebilmektedir. Bu baglamda, bu çalisma kapsaminda tasarlanan araci etmen, plan seviyesinde ve modül seviyesinde yeniden kullanim saglayarak etkinliklerin farkli gerçeklestirimlerinin sisteme kolaylikla eklenebildigi esnek bir mimari sunmaktadir.

Bu arastirmanin amaci, hamilelerin vücutlarinda olusan fizyolojik degisimlere bagli olarak giysilerde yasadiklari problemleri ve tercihlerini tespit etmektir. Arastirma verileri Konya ilinde yasayan Selçuk Üniversitesi Tip Fakültesi, SSK Organize Dogum Evi, Dr. Faruk Sükan Dogum ve Çocuk Hastanesi, Konya Hospital ve Belediye Saglik Hastanesi’nde muayene olan ve random yöntemi ile seçilen toplam 395 hamile kadina uygulanan anket sonucu elde edilmistir. Anket sonuçlarinin degerlendirilmesinde yüzdesel analiz yöntemi kullanilmistir. Elde edilen veriler yüzde olarak hesaplanip tablo halinde sunulmustur. Arastirma sonucunda besinci aydan itibaren hamile giysilerinin kullaniminin arttigi, etek ve pantolon satin almada beden ölçülerine uygun olmama probleminin yasandigi, elbise ve pantolon boylarinda düzeltme yaptirildigi belirlenmistir. Günlük hayatta etek ve pantolon, evde ise beli lastikli etek ve esofman kullaniminin çogunlukla tercih edildigi görülmüstür. Giysi satin almada kullanislilik özelligine dikkat edildigi, büzgülü ve volanli modeller ile pamuklu kumaslardan üretilen giysilerin tercih edildigi sonucuna ulasilmistir.

Bu çalismada AISI 6150 (50CrV4) çeliginin kaplamasiz sermet takim ile Johnford VMC–550 marka CNC dik isleme merkezinde, sogutma sivisi kullanilmadan islenmistir. Bes farkli kesme hizi (220, 240, 260, 280 ve 300 m/dak) ile dis basina 3 farkli ilerleme (0,10 - 0,16 ve 0,18 mm/dis) ve iki farkli kesme derinligi (0,5 - 1 mm) degerlerinde talas kaldirma islemleri gerçeklestirilerek, bu kesme parametrelerinin yüzey pürüzlülügü üzerindeki etkileri arastirilarak optimum kesme parametreleri belirlenmeye çalisilmistir. En iyi yüzey pürüzlülük degeri 0,5 mm talas derinliginde, 280 m/dak kesme hizinda, 0,10 mm/dis ilerlemede 0,137 µm olarak belirlenmistir.

Bu çalismanin amaci, yaslari 18 – 42 arasinda 19’u birinci trimestir, 21’i ikinci trimestir ve 30’u üçüncü trimestirda olan 70 gebe kadinin beslenme durumlarini degerlendirmektir. Çalismada gebelik ilerledikçe agirlik kazaniminin arttigi ve bu artisin istatistiksel olarak önemli oldugu saptanmistir (p less than 0.05). Bireylerin gebelikleri süresince besin tüketim miktarlarini degistirmedikleri gözlenmekle beraber, tüketim miktarini en çok arttirdiklari besinlerin meyve ( % 47.1 ) ve süt-yogurt ( % 42.9 ) oldugu saptanmistir. Gebelerin en çok istek duyduklari besinin turunçgiller ( % 30 ), en çok tiksindikleri besinin ise tavuk eti ( % 22.9 ) oldugu belirlenmistir. Ortalama folik asit ve kalsiyum tüketimi 2. trimestirda 1. trimestira kiyasla daha fazladir ve bu istatistiksel açidan önemli bulunmustur (p less than s0.05). Gebelerin %55.7’si B6 vitaminini, % 100’ü folik asiti, % 85.7’si demiri, % 90’i D vitaminini RDA’nin günlük önerdigi miktarin % 50’sinden daha azini almislardir. Bu sonuçlar çalismaya katilan gebelerin, besin ögesi alim düzeylerinin genellikle önerilenden düsük oldugunu göstermektedir.

This paper is to investigate whether the energy demand of Pinarhisar educational campus in Kirklareli University is fully met by using various types of the renewable power generating systems and also search for the optimum configuration of the hybrid power generating systems. Wind speed and solar radiation data measured in an hourly time-series format are used based on 2 years between 2008 and 2010, respectively. Three different renewable power generating systems, standalone PV- Battery and standalone Wind-Battery and standalone PV-Wind systems, are analyzed in detail by using HOMER software and compared among themselves considering COE, total NPC. Additionally, sensitivity analysis is performed considering three different wind speed values because of the wind’s instable nature. According to the study results, the optimal configuration with the lowest total net present cost (NPC) and cost of energy (COE) contains one wind turbine, 36 batteries, a 6 kW converter and the 14kW PV array under the current conditions in Pinarhisar region (average wind speed and average solar global irradiance are almost 3.94 m/s and 4.98 kWh/m2/d, respectively.). Finally, this study also searches for how much NPC and COE values of the hybrid power generating systems show a tendency of increasing or decreasing remarkably based on the amount of the change in the (variable and unstable stable) wind speed.

The aim of the topic is to deal with television programs as an informative medium which gives information and opinions about society and its impact that are supposed to have on the cultural position of individuals and groups. Further, it presents major role of television on life style of adult people and their religious understanding. One of the functions of television is education of the audiences. It will be shows on the change according to life style, administration and educational policy. Nevertheless television has a great importance on educating of the people. Many of them take shape their religious understanding by watching television. We will also deal with the position of media in modern Turkey especially about adult education, we will look into television programs from a socio-cultural and educational perspective, exemplifying this by two Turkish television programs called 'Ekmek Teknesi' (Means of Livelihood) and 'Sir Kapisi’ (Door to Secret). In this article we aim to examine both positive and negative effects of these soap operas in context of religious education and theological perspective.

Gül Sözcügü yüzyillar boyunca Türk Edebiyatinda çokça kullanilan bir imge olarak karsimiza çikar. Hemen her dönemde yazilan nazim türlerinde, söylenegelen manilerde, türkülerde, atasözlerinde ve deyimlerde gül sözcügünün kullanildigini görmekteyiz. Yazili ve sözlü eserlerin ve özlü sözlerin yaninda özel isimlerde, cins isimlerde ve eylemlerde de gül sözcügünün nasil kendine kullanim alani buldugunun asagidaki örneklere bakarak daha iyi bir sekilde anlasilacagi kanaatindeyim. Gül sözcügünün kullanim alanlarini söyle siralayabiliriz: • Özel isimlerde • Cins isimlerde • Eylem olarak • Atasözlerinde • Deyimlerde • Manilerde • Türkülerde • Siirlerde

Bilim ve Teknoloji’de hizla gelisen dünyamiz da internetle yakindan baglantili olmasi gereken sadece isletmeler ve bunlarin çalisanlari degil. Artik iletisim yasamimiza girmis olan internet, bizi ister istemez içine çekiyor ve zaman gösteriyor ki kullanici olarak kalanlar bile potansiyel müsteri kitlesinin içine giriyorlar. Isletmelerin bulunduklari sektörlerde ya da ek alanlarda internet üzerinden faaliyet göstermeleri o sirketin müsterilerini ve hedef kitlelerini zaten internet müsterileri haline getirmektedir. Buna ek olarak internetin getirdigi kolaylik ve bu ortamda alis-verisin pratik ve zamandan kazandiran özelligi sirketlerle dogrudan müsteri ve satici iliskisi olmayan ama belli talepleri olan gruplari internet üzerinden arastirma yapmaya, karsilastirma, seçim ve alim yapmaya tesvik ediyor.

Saglik turizmi ve medikal turizm son yirmi yildir özellikle tüm dünyada gelisme göstermistir ve alternatif bir turizm türü olarak ön plana çikmaya baslamistir. Ancak bu gelismeler ve saglik turizmine olan talep artisi rekabet ortamini da beraberinde getirmistir. Saglik turizmi alaninda hizmet veren isletmelerin sayisinin artisi; misafirlerin seçiciliklerini de arttirmistir. Isletmeler; misafirleri cezp edebilmek adina farkli arayislar içindedirler ve bu çerçevede öncelikli olarak misafirlerinin istek, beklenti, memnuniyet ve sikâyetlerini dikkate almaktadirlar. Bu çalismada; Türkiye’de gelismekte olan saglik turizmi ve özellikle termal turizm konusunda Bati Karadeniz bölgesindeki durumun irdelenmesi ve bölge için alternatif gelir kaynagi olusturabilecek bir turizm türü olarak saglik turizmine katilanlarin beklentileri ve memnuniyet düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmaktadir. Çalisma evrenini Bati Karadeniz bölgesinde faaliyet gösteren Turizm Belgeli saglik turizmi tesisleri olusturmaktadir. Örneklemini ise Bolu ilinde yer alan saglik turizmi tesislerinden faydalanan misafirler olusturmaktadir. Çalismada veri toplam teknigi olarak anket uygulamasi yapilmistir. Elde edilen veriler SPSS programiyla vasitasiyla analize tabi tutulmustur.

Ödev, genellikle planli çalisma, sorumluluk, bilgi ve beceri kazandirabilme gibi bazi davranislari ögrencide olusturabilmek için verilir. Bu arastirmanin amaci; ortaögretim (lise) 9. sinifta ögrenim gören ögrencilerin, Kimya derslerinde verilen ev ödevleri hakkindaki düsüncelerini belirlemeye çalismaktir. Arastirmanin örneklemini 2010-2011 ögretim yilinda, Adana Il Milli Egitim Müdürlügü’ne bagli il merkezindeki ortaögretim okullarinda ögrenim gören 476 ortaögretim 9. sinif ögrencisi olusturmaktadir. Arastirmada, betimsel tarama yöntemlerinden biri olan ‘genel tarama modeli’ kullanilmistir. Arastirmada kullanilan, 20 maddeden olusan anketin geçerlik ve güvenirlik çalismasi yapilmis, Cronbach Alpha iç güvenirlik katsayisi 0,90 olarak hesaplanmistir. Anketli olan bu arastirmada elde edilen sonuçlara göre; ortaögretim 9. sinifta ögrenim gören ögrenciler, kimya dersi ile ilgili ev ödevlerini gününde veya zamaninda yaptiklarinda okulda isledikleri konulari pekistirdiklerini, konulari daha iyi anladiklarini, derslere daha iyi motive olduklarini ve ögrendiklerini daha iyi kavradiklarini belirtmektedirler.